EĞİTİMDE AİLENİN ROLÜ
Genel çizgileri ile eğitim; bireyin içinde yaşadığı toplumda edindiği davaranış biçimileri sürecidir. Okul öncesi dönemde çocuğun hayatındaki sosyalleşme kurumu ailedir. Aile, toplumsal yaşamın bir parçası olup, birlikte yaşamanın temellendiği çocuğun deneyimlerini kazandığı bir kurumdur. Çocuğa yöneltilen davranış ve ona karşı takınılan tavır bu ilk yaşantıların örülmesinde önem taşımaktadır.
EĞİTİMDE AİLENİN ROLÜ
İnsan ilişkilerinin şekillenip sorgulandığı ailedeki her bireyin, bu kurumun bir parçası olduğu ve değişik roller üstlenerek kurumsallaştığı görülür. Kişilerin bu kurum içinde üstlendikleri roller kendine özgü kişilik ve davranışların gelişmesine neden olur. Bu kişilik ve davranışların bazıları kalıtsal olmakta, bazıları da yaşamdan ve çevreden edinilen alışkanlıklarla ilişkili olabilmektedir. Aile içindeki tutum ve davranışlar katı ise dünyayı tek boyutlu gören kalıplaşmış benlik yapısına sahip insanlar yetişir. Ailedeki tutum ve davranışlar esnekse dünyayı çok daha boyutlu görebilen hoş görülü insanlar yetişir. Birey davranışları ile içinde yaşadığı aile ortamını yansıtır.
Birey ile aile ilişkilerinde şu önerileri de dikkate alabiliriz.
Ne kadar aptalsın! Şiddetli öfke anında ebeveynler bu sözü sık sık söylerler. Bunu çocuğunuza sık tekrarlamanız, onun aptal olduğuna gerçekten inanmaya başlaması için yeterlidir. Ona bu sözü söylemek yerine “ Bu ne kadar aptal bir durum değil mi? Demeyi denemeliyiz.
“Daha iyisini yapabilirdin” Aslında bu çocuğa olumlu bir mesaj olmakla beraber, çocuğa olumsuz hisler verebilir. En iyisi çocuğunuz beğeneceğiniz bir şey yapana kadar bekleyin ve “İşte şimdi çok iyi oldu” demeliyiz.
“Neden onun gibi değilsin?” Bu asla söylenmeyecek bir sözdür. Çocuğunuzun başka birine benzemesini isterseniz, onun kendisini yetersiz ve küçük görmesine sebep olursunuz. Bu kıyaslama çok tehlikelidir.
“ Baban eve gelene kadar bekle!” Aşırı disiplin düşkünü bir ebeveyn çocuk içinde kendisi içinde tehlikelidir. Babayı yahut anneyi aşırı korkutucu birisi olarak empoze etmek zararlıdır. Disiplinin en güzel çocuğun problemleriyle zamanında ve ciddiyetle meşgul olmaktır.
Çocuklarımıza kızgınlıkla veya şaka diye söylediğimiz sözler, yıllar boyu onlara tesir edebilir. Bu şekilde söylediğimiz sözler bizi hep pişman etmiştir. Olumlu şeyler söylemek hem çocukların mutlu olmalarını, hem de büyüklere güven duymalarını sağlar.
Çocuklarımıza bunları sık sık söylemeliyiz “Senin varlığından daima memnunum.” Çocuğa, onun sizin için önemli olduğunu bildirin. Bu onun işitebileceği en güzel sözdür. Onun, sizin hayatınızdaki en güzel varlık olduğunu bilmesi kendisini daha iyi hissetmesini sağlar.
“Bakalım bu konuda neler yapabiliriz” Eğer çocuk arkadaşlarıyla olan ilişkilerden yakınıyorsa, arkadaşlık yapamıyordur. Gerçekten bu mesele karşısında durumu nasıl idare edeceğini sormak istiyordur. Ona “ Arkadaşlık yapma.” Demek yerine, bakalım bu konuda neler yapabiliriz demeyi denemeliyiz. Bu davranışınız çocuğunuza ileride karşılaşacağı benzer meseleler karşısında nasıl davranacağına dair deneyim kazandırır ve onun başına gelenlerle ilgilendiğinizi gösterir. Eğer başarılı olursa, onu takdir edip övmelisiniz.
“Seni sen olduğun için seviyoruz” Sevgiye hepimizin ihtiyacı var. Çocuğa onu sevmek için varlığının yeterli olduğunu başka bir şey gerekmediğini anlatın. Çocuklar en çok “ Seni seviyorum.” Sözünü duymaya muhtaçtır. Duyabilecekleri en iyi kelime budur. Bu sözü gün içinde fırsat buldukça çocuğunuza söyleyin.
Sonuç olarak yarınlarımızın daha iyi olmasını istiyorsak çocuklarımızın Duyuşsal, Bilişsel ve Devinimsel gelişim evrelerinde bize düşen görev ve sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirmeliyiz.
Aydın BAŞOĞUZ
Cumhuriyet İlkokulu Müdürü
KAYNAKÇA: Parent Dergisi-Çeviri: Berrin AKSÖZ
Adres:
Yeni Mahalle İnkılap Caddesi Merkez /BİNGÖL
Telefon
0(426) 214 48 64